Kütüphane Sohbetlerinde “Yazıcızade Mehmet Efendi'nin Hayatı ve Eserleri” Konuşuldu

Yazıcı-dostu sürüm

Üsküp Yunus Emre Enstitüsü 25 Nisan 2018 tarihinde Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde, Türkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oktay Ahmed’in sunumuyla, 15. Yüzyıl Türk Edebiyatında derin izler bırakmış ünlü şair, yazar ve mutasavvıf “Yazıcızade Mehmet Efendi'nin Hayatı ve Eserleri” isimli ‘Kütüphane Sohbeti’ gerçekleştirildi.

“Ortak his ve fikirlerimiz, Kütüphane Sohbetleri ile hatırlanıyor”

Programın açılış konuşmasını yapan Üsküp Yunus Emre Müdürü Dr. Şemsettin Şeker; ‘Bu sohbetleri düzenleme gayemiz Türk Dili ve Edebiyatı öğrencilerinin bu gibi faaliyetlerde yer alıp kendilerini hem edebi hem de fikri olarak geliştirmeleridir. Geleneksel hale getirdiğimiz bu sohbetleri farklı mekânlarda, farklı şehirlerde gerçekleştirmeye gayret ediyoruz. Şimdilik sadece ayda bir kere yapabiliyoruz. Gönül isterdi ki her hafta düzenleyebilelim. Ama Enstitümüzde yeni başladığımız ve her hafta Cuma günü gerçekleştirdiğimiz “Türkçe’ ye Gönül Verenler” isimli öğrenci sohbetleri var.

“Her edebi eser, her şahsiyet az çok kendi devrinin aynasıdır. Bu, çok bilinen ve söylenen bir husustur. Mesela Türk modernleşmesini anlamak için Namık Kemal’in, Meşrutiyet devrini ve sonrasını anlamak için Mehmet Akif’in çok iyi bilinmesi gerekir. Bazı eserler ve şahsiyetler vardır ki kendi devirlerini aşıp bütün zamanları etkisi altına alırlar. Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yazıcızade Ahmed Bican ve Yazıcızade Mehmed kardeşler, Fuzuli, Baki, Karacaoğlan, Nefi gibi sanatçılar kendi devirlerini aşan sanatkârlardır. Bu sanatkârlar aynı zamanda kurucu özelliklere sahip kimselerdir. Asya, Afrika, Balkanlarda ortak his ve fikirlerin oluşmasında büyük katkıları olan şahsiyetlerdir.” şeklinde konuştu.

Şemsettin Şeker, Yazıcıoğlu Mehmed Efendi’nin ‘Muhammediye’sinin Kaşgar’dan Viyana’ya kadar İslam coğrafyasında özel bir ezgiyle kendine mahsus bir şekilde Kur’an-ı Kerim’den sonra en çok okunan eserlerden biri olduğunu, çok yakın bir zamana kadar genç kızların evlenirken çeyiz sandıklarına “Muhammediye” koyduklarını da aktardı.

Son asırda ortak his ve fikirleri oluşturan eserlerin unutulduğuna vurgu yapan Şeker, Kütüphane Sohbetleri’nin amaçlarından birinin de bu unutulmuşluğa son vermek olduğunu söyledi. Kiril-Metody Türkoloji Bölümüne daha önce 1050 kitap hediye ettiklerini hatırlatan Dr. Şeker; “Son olarak şunu bilmenizi isteriz ki, Türkoloji bölümünün bizim için özel bir yeri var. Hem Üsküp Yunus Emre Enstitüsü olarak Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

“Muhammediyye, 15. yüzyıl popüler dini edebiyatın çok güzel bir örneğidir”

Sohbetin devamında Türkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oktay Ahmed, Yazıcızâde Mehmed Efendi’nin yanı sıra diğer Türk mutasavvıflarını da yâd ederek başladığı konuşmasında, Yazıcızâde Mehmet Efendi’nin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verdi. “Muhammediyye”nin dil ve edebi hususiyetlerini eserdeki mısralardan hareketle izah eden Prof. Ahmed, bu eserin önemi ve Türk toplumu için değerini katılımcılarla paylaştı.   

Prof. Dr. Oktay Ahmed, “15. yüzyıl; Osmanlı Devletinin gücünün hızla arttığı, Anadolu, Türk birliğinin sağlandığı, 1453’te İstanbul’un fethiyle imparatorluk haline gelinen bir dönemdir. Bu yüzyıl, Türk Edebiyatının çeşitli alanlarda çok önemli gelişmeler gösterdiği bir dönemdir. Yazıcızade Mehmet, Osmanlı, Anadolu Türk halkının Türk-İslam kimliğinin şekillenmesine öncülük etmiş, yeni didaktik eserler arasında yer alan ‘Muhammediyye’ adlı eserin müellifidir.” dedi. “Muhammediyye”nin Yazıcızade Mehmet Efendi’nin en çok bilinen, en çok okunan çalışması olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Oktay Ahmed; “Muhammediyye, 15. yüzyıl popüler dini edebiyatın çok güzel bir örneğidir. Hemen her yerde çok beğenilmiş ve zevkle okunulmuş olan “Muhammediyye”nin özellikle Anadolu’da Müslüman Türk ailelerinin evinde bulunduğu ve hatta Mevlid gibi okunduğu bilinen bir gerçektir. “Muhammediyye”nin bu topraklarda yani Balkanlarda da çok okunduğu bilinmektedir.” diyerek eserin önemine işaret etti. Prof. Ahmed, sohbet kapanışını yine Mehmed Efendi’nin mısraları ile sonlandırdı.